Kadınlar neden hep pahalı çanta ister?
31.01.2014 12:14
Bir kadını binlerce dolarlık bir çantaya istek ettiren madde ne? Güzelliği ve sağlamlığı mı? heykel sembolü olması mı? Mehveş Evin, Sonbaharın ‘arzu objeleri’ çantalar beyninde bir gezintiye çıkarıyor.
Kadınların çanta takıntısı, hassaten 'marka' çantalara vusul çabası ve çantanın simgeleme ettiği statü dair Mehveş Evin, Milliyet'teki köşesinde mükemmel bir alfabe kaleme almış.
Aysel Tuğluk’un düzme LV çantası dair ben dahil, epeyce yazılıp çizildi. düzmece veya değil, serbestî savaşçısı yahut safi kapitalist, kadınların çanta tutkusu üzerinde haddizatında daha hayli şey var yazacak... çünkü maslahat yalnızca kimin, hangi çantayı ‘taşıdığı’ değil. marka çantaya mevla olmanın modern toplumda sonsuz henüz koyu kodları var.
Bugün, epeydir elime almadığım bir heykel dergisini karıştırmaya başlarken irkildim: İlk 25-30 sayfasını en gösteriş markaların reklamlarına ayıran bu dergide, sonbaharın en ciddi aksesuarlarından biri olan ‘çanta’lar başroldeydi. Bu, her yıl ve her mevsim mütemadiyen tekrarlanan bir şey. lakin bu posta çantaların sergilenme biçimleri illa dikkatimi çekti...
Önce ‘çantaların kraliçesi’ Hermes... için kuyruklara girilesice, maraza edilesice Hermes. Yeni sezonda tanıtılan çanta, bağ bozumu dekorasyonu içerisinde şöyle böyle yaprakları havada kapacak gibi ağzı berrak ve davetkâr biçimde bakıyor gizil güç müşterisine.
Sahibi mi esiri mi?
Derken Miu Miu: Hollywood’un ‘cool’ ablası, stil ikonu Chloe Sevigny, post-punk kıyafeti ve makyajıyla serilmiş, boşluğa bakıyor. dü sayfaya açılan ilanda çantanın tuttuğu yer, tali bir rolde olmasına mukabil neredeyse Chloe ablanın torsosu derece bucak kaplıyor.
Asıl bomba, Bvlgari. Yılların oyuncusu Isabella Rosselini, kendi adıyla pazarlanan çantayla bu arada fotoğraflanmış. fakat muazzam Rosselini, elindeki şaheseri anca bir tutuyor ki sahibi değil, esiri gibi. Yüzünde acayip bir ifade, kıl payı ‘katiline teslimiyet’ hali. Kendine güvenen kâmil kadından artma çantasının esiri olmuş bir seks kölesine benziyor...
Bu derece katı değildim bir zamanlar. Hayatımın belirli dönemlerinde bu çantalardan birini almayı pekâla görüntü ettim. Allahtan vazgeçtim fakat dolabımda bir mahmul çantanın depolanmasını engellemedi bu. O yüzden, duyguyu gayet sağlıklı anlıyorum.
Ama bugün, bu reklamlarda gördüklerim de, kadınların bellik çanta üzerinden döndürdüğü muhabbetleri duyduğum vakit da bundan sonra çok halde sıkılıyorum.
Kimya muhavvil çanta
Bahsettiğim çantaların hepsi, birer heykel sembolü. Bir arkadaşım, LV çantaya malik olduktan sonra insanların kimyasının değiştiğini anlatmıştı. aksiyon görüşmelerinde gâh bu çanta “Vay kadına bak” etkisi yaratırken ara sıra bile “Bunun tek şeye ihtiyacı yok” dedirtiyordu. günü kırcı bir arkadaşıysa “Benim niçin hakeza bir çantam yok?” niteleyerek uç krizi geçirdi!
Oysa arkadaşımın ayrıksı çantası yok gibiydi. Bu çantayı ‘yatırım’ olarak düşünüyordu! Ve belen kıran kullanmaktan çok memnundu. Çakması belki yüzde bir fiyatınaydı ama en zait bir salname ömrü vardı. Bu durumda elindeki çantanın hâlâ ilk aldığı günkü kabil durduğuna bakıp “Demek ki değiyormuş” diyor.
Keşke yekta bir ‘sağlam-havalı-pahalı çantayla’ doyabilse kadınlar, maslahat kalmayacak. Yaşadığımız çağda 1 yetmiyor, 2, 3, 10 çantaya ‘ihtiyaç’ duyabiliyoruz. Gerçeğini alamazsak bu duygumuzu doygunluk kılmak için sahtesine yapışıyoruz.
Erkeklerse kadınların bu zaaflarını kullanmayı ve dalgınlık geçmeyi elleme biliyor. Ne kadar zifos işler olduğunun farkına bile varmadan geçiyor ömür. İşte, mevsimlerden sonbahar...
